Yeni bir ülke için 1 Mayıs’a!
20 yılı aşkın süredir ülke emekçilerinin üzerine çöken karanlık kendine çıkış arıyor.
Bu 20 yılda işlenmedik suç kalmadı!
Halka ait ne varsa satıldı. Fabrikalar, hastaneler, okullar, araziler, dereler, yollar, köprüler, madenler, ormanlar…
Komşu ülkelerde darbeler planlandı, iç savaşlar çıkartıldı, cihatçılar beslendi, örtülü ödenekten paralar aktarıldı…
Kadınlar öldürüldü, tacize uğradı, toplumsal yaşamdan dışlandı. Katilleri verilen iyi hal indirimleriyle ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyor, cinayetlerinin üzerini örten rejimin bekçiliğini yapıyor.
Küçücük çocuklar kara çarşafa sokuldu, tarikatların ellerine teslim edildi. Kimisi dayak yedi, dayanamadı intihar etti, kimisi tecavüze uğradı, tecavüzcüleri iktidarın sözcülerince korundu, kimisi tarikat yurtlarında alev alev yandı…
Okullar, üniversiteler ve tüm kademelerdeki eğitim bilinçli bir şekilde çürütüldü. Öğrenciler tutuklandı, dayak yedi, eğitim hakları ellerinden alındı. Akademi iktidarın çiftliğine, rektörler dekanlar emir erine dönüştürüldü. Bilim yerini hurafeye, bilimsel çalışmalar yerini ulemanın sözlerine bıraksın diye…
Ülkenin tüm kaynakları iktidar ve yakınındakilerin malı haline getirildi. 20 yıl önce bir lokma bir hırkadan bahsedenler akıl almaz bir hızla zenginleşti. Hırsızlık, yolsuzluk, silah ve uyuşturucu ticareti, kara para aklama siyasi erki elinde tutanların kontrolüne girdi.
Listeye eklenecek daha çok şey var kuşkusuz…
Tüm bunlar olurken, tüm bu suçlar işlenirken, bu ülkenin aydınlarına, işçilerine, emekçilerine, kadınlarına ve gençlerine reva görülen daha fazla sömürü, daha fazla işsizlik ve daha fazla yoksulluk oldu.
Bugün ülke insanı kriz ve enflasyon karşısında eziliyor.
Hayat pahalılığının, işsizliğin, yoksulluğun, ülkemizin kaynaklarının yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilmesinin sorumlusu olan AKP iktidarı krizden çıkışın faturasını bir kez daha emekçilere, yoksullara, emeklilere, işsizlere ve gençlere kesmeye çalışıyor.
Kapitalizmin bir ekonomik krizi daha emekçilerin sırtına yükleniyor.
Tüm bu karanlığın sorumluları ülkeyi getirdikleri halden kaçmak, kendileri için kurtuluş, düzen için yeni bir çıkışı bulmak amacıyla baskıyı, zoru ve saldırıyı artırıyor. Korkutarak boyun eğdirmeye çalışıyor.
Türkiye tarihinin en kitlesel halk hareketi olan Haziran Direnişini adli bir vakaya çevirmeye çalışmalarının da arkasında yatan da bundan başka bir şey değil.
Bu ülkenin onurlu insanları bu daveti şimdiye kadar hiç geri çevirmedi. En karanlık günlerde ülkenin sokaklarını dolduran eşitlik isteyen, özgürlük isteyen, adalet isteyen milyonlar bu korku dalgasını da boşa çıkaracaklar.
Pazar günü ülkenin farklı meydanlarında bir araya gelecek sadece “Yaşasın 1 Mayıs” demekle kalmayacak, “Yağma yok sosyalizm var” diyerek zorbalığa boyun eğmeyeceklerini bir kez daha gösterecekler.
Çağrımız bu onurlu kavgada yer almaya, yeni bir ülke mücadelesini büyütmeyedir.
Eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve adalet için 1 Mayıs’a!
Yeni Ülke Dergisi Yayın Kurulu