‘Şahsım Devleti’ gerçekten olağanüstü mü?
Afşin Burak Umar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Şubat tarihli AKP grup toplantısında artık sayısını kimsenin hatırlamadığı “darbelerle şekillenmiş vesayet rejiminin izlerini kökünden silecek yeni anayasa” çağrılarına bir yenisini eklemesi, mevcut ve iktidar tarafından gelecekte tasavvur edildiği haliyle Türkiye’deki siyasi rejimin niteliği üzerine yürütülen tartışmaları yeniden alevlendirdi.
AKP’nin 1923 Cumhuriyeti’nin kuruluş paradigmalarının tasfiyesi ve toplumsal yaşamın dinselleştirilmesi üzerine bina ettiği, resmi olarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi veya Türk tipi başkanlık sistemi olarak adlandırılan siyasi rejime bir ad koyma ve mevcut gerçekliğe uygun düşen bir kavram setini tedavüle sokma konusundaki çabalar, günümüzde hatırı sayılır bir çeşitliliğe ulaşmış durumda.
Yazının tamamına erişmek için abone olmalısınız. Tıkla, abone ol