Özelleştirme 4.0: Özelleştirmedeki “yeni dalga”
Irmak Ildır
Özelleştirme tartışmaları bugüne değin hem yazılı basında, hem de diğer iletişim kanallarında yoğunluklu bir şekilde sürdü. Siyasi iktidarlar, akademinin önemli bir çoğunluğu, gazete ve televizyonlar, seyri ve sıklığı değişecek şekillerde, özelleştirmelerin faziletleri üzerine neredeyse kırk yıla yakındır yoğun bir propaganda faaliyeti sürdürüyorlar. Bu esnada, özelleştirmelerin önemi ve kapsamı yıllar içerisinde genişledikçe, özelleştirmelere dönük tepkiler de aynı şekilde azaldı.
Topluma yerleştirilen “özel olan güzeldir” algısı, özelleştirme uygulamalarının toplumsal ve politik etkileri ortaya çıktıkça siyasi karşıtlığa dönüştü. 2000’lerin ortasında AKP iktidarının başlattığı geniş çaplı özelleştirme dalgasına karşı adım adım gelişen tepkisellik, TEKEL işçilerinin Ankara’da sürdürdüğü 78 günlük direniş ile doruğa çıktı. Ancak sonrasında Yatağan vb. de gördüğümüz bazı yerel direnişler haricinde özelleştirme başlıklarında toplumsal düzlemde etki eden “karşıtlıkların” ortaya çıkamadığı görülmektedir. Bu evreden itibaren özelleştirme karşıtlığının genel politik söyleme hapsolduğunu gözlemlenmektedir. Özelleştirme karşıtlığının toplumsal bir mücadele düzleminden söylemsel bir genel kabule doğru geriye çekilişinin nedenlerini izini bulmanın tek yolu, özelleştirmelerin geçirdiği evreleri anlamaktır.
Yazının tamamına erişmek için abone olmalısınız. Tıkla, abone ol