Gündem

Sosyal Medya’nın Sahipliği ve Satılık Köprü

Deniz Olcay

 Geçtiğimiz senenin ortalarında çıkan söylentiler Ekim ayı sonunda gerçekleşti ve Elon Musk yaklaşık 44 milyar dolar gibi bir bedelle Twitter’ı satın aldı. Elon Musk’ı yeni yüz yılın dahisi olarak nitelendiren kişisel gelişimcilerin, kripto para borsalarında kah batan kah kazanan bir garip sosyal medya kullanıcılarının ve “kelebek kanat çırpsa da bir bin katarak içerik üretsem” diye bekleyen fenomenlerin dışında herkesi tedirgin eden bu satın almanın sonuçları ister istemez hepimizi etkileyecek.

Sanırsın Bir Melek; Nur Yüzlü Elon

Elon Musk satın almanın hemen sonrasında bu adımı “Geniş bir inanç yelpazesinin, şiddete başvurmadan sağlıklı bir şekilde tartışılabileceği ortak bir dijital kent meydanına sahip olmasının, uygarlığın geleceği için önemli olduğu” şeklinde açıkladı. Yani Twitter’ı yönetenler, yanlı bir şekilde toplumun geniş kesimlerinin tartışmasına ellerindeki güç ile müdahale ediyorlardı ve Musk buna daha fazla dayanamayıp servetinin önemli bir önemli bölümünü harcayıp Twitter’ı satın aldı. Bundan sonra Musk’ın hamiliğinde herkes rahat ve demokratik bir şekilde görüşlerini tartışabilecek ve Twitter’da sosyal medyanın ana dallarından biri olarak bu konuda öncü olacak.

Bu iddialı sözlerin hemen ardından ilk icraalerinden biri olarak önceki Twitter yönetiminin kapattığı ırkçı, saldırgan vs bir dizi karakterin hesapları hızlıca yeniden açıldı. Mafyatik karakterlerin, suç baronlarının, uyuşturucu ve insan ticareti gibi akıl almaz suçlara imza atan karakterlerin hesaplarının açılması gerçekten Twitter’da kullanıcıları nasıl bir ortamın beklediğini de gözler önüne sermiş oldu.

Bunlardan bir tanesi Aralık ayı sonlarında tutuklanan Andrew Tate isimli şahıs. Andrew Tate sosyal medyada kadın düşmanı gönderileriyle tanınan, son model spor arabalarıyla hava atan, dropshipping (bir nevi al-satçılık), kripto para eğitimleri veren, kumarhane sahibi, kadınların cinsel obje olarak sunulduğu sitelerin yöneticisi vs bir dizi temiz olmayan işin sahibi bir karakter. ABD’nin bir süre önce kadınları zorla alıkoyarak çalıştırması sebebiyle peşine düşmesi sonucu sosyal medyada paylaştığı videodaki bir pizza kutusu sayesinde adresi tespit edilerek Romanya’da yakalandı. Andrew Tate’e sosyal medyada yeniden pazarlama gücünü veren ise tabi ki Elon Musk’tan başkası değildi.

Twitter’ı alma girişimleri sırasında çok fazla bot hesap olduğu, gelirlerinin yeterli olmadığını söyleyen Elon Musk, bot hesaplarının kapatılacağına dar bir kaç söylentiye rağmen beklenen kapamaları henüz yaptığı söylenemez. Reklam gelirleri kısmında ise doğrudan bir müdahalesi olduğu aşikar. Artık uygulamayı her açtığınızda sizi önce bir reklam karşılıyor, ardından da yer yer “patronun” istediği şekilde sıklığı değişen reklamlarla daha fazla karşı karşıya kalıyoruz.  Tabi bunun ticari bir ürün olduğunu düşündüğümüzde reklam sayısını belirlemesi normal ama çıkış iddiasıyla karşılaştırdığımızda ortada bir çeliş ki olduğu da açık.

Kimin Çelişkisi?

Çelişki beklemek hata mı? Tabi ki değil. Bu özgürlük vs sözlerini söyleyen kişiyi ve servetini nasıl elde ettiğini de bilmek gerekiyor. Apartheid rejimi döneminde (muhalif olduğu söylense de) zümrüt madeni bir babanın çocuğu olduğu biliniyor. Paypal (yeni nesil bir ödeme sistemi) satışından sonra Mars konusuna ilgi duyduğu, SpaceX ile roket teknolojileri üzerinde çalıştığı bilinse de asıl ününü elektrikli araç üretimi yapan Tesla ile kazandığı da biliniyor. Fakat Tesla’nın hisse değerleri yayın kurulu üyemiz Dr.Anıl Aba’nın da sıkça bahsettiği gibi sanal. Bugün var, yarın yok cinsinden ki geçtiğimiz aylarda yaşanan sert düşüşle birlikte serveti 200 milyar dolar eriyen ilk insan olma başarısını da Elon Musk’a kazandırmayı başardı. Borsa İstanbul’da SASA hissesi çılgınlığı yaşanırken çoğumuzun bir kez daha öğrendiği gerçek ile sanal olan, beklentiyle realite vs bir dizi uyumun Tesla’da bulunmadığı aşikar. Yaklaşık 100-150 bin dolar arasında satmayı başardığı bir Tesla arabasının borsadaki karşılığı yaklaşık 1,5 milyon dolar seviyesine ulaşmışken bu düşüş şaşırtıcı değil. Elektrikli araba piyasasının gelişim ve yaygınlaşma hızı, uzun yıllardır bu sektörde üretim yapan firmaların rağbet gücü ve onların borsadaki karşılıkları düşünüldüğünde Tesla hisseleri henüz gerçek değerine bile inmiş değil.

Bir de bu sanal para tarafının borsadan çok daha sanal olan kısmı var. Sıklıkla yazıp çizdiğimiz kripto paralar ve NFT’ler. Musk bu alanda da pek temiz bir geçmişe sahip değil. Umut körükleyen bir karekter olması dışında bitcoin, dodgecoin gibi sözde yatırım araçlarına ne kadar para yatırdığından bahsetmesi, takipçilerine bunları adres göstermesi, bu sanal paralarla ürün satacağını açıklaması, çok büyük ölçüde bu paralardan satarak bir nevi “enayi silkeleme” işine girişmesi de dostu kadar düşmanının peyda olmasına yol açtı. 

Bir de kamera karşısında ot içmekten çekinmemesi, sivri dili, sert eleştirileriyle aykırı zengin imajı var. Bu imaja Twitter’ı satın alır almaz “bunların büyük kısmı çalışmıyor, atıyorum” diyerek çıkış yapması, çok da kötü yazılmış diyerek kolları sıvayıp kodlara girişmesi, çıkan hatalar için anket açması gibi davranışlarıyla ayrı bir hava katmaya çalışıyor. Vermeye çalıştığı izlenim Twitter’ın artık baronlar tarafından manipülasyon yapılan bir oyun havuzu olmadığı, çılgın dahi bir yatırımcının her konuya el attığı ve her şeyi açık şekilde yürüttüğü yönünde. Canı istediğinde burası benim, istemeyen işine baksın, bunu ben böyle istediğim gibi yapıyorum raconları da içerik üreticileri tarafından “aykırı dahi çocuk” etiketini tekrar tekrar kazanmasını sağlıyor.

Kendisine meşhur çizgi roman karakteri Tony Stark (Demir Adam)’ın yaşayan hali denmesi ya da Tony Stark karakteri beyaz perde için yeniden yazılırken Musk’tan ilham alınmış olması ikileminin net bir yanıtına da ihtiyaç yok açıkçası. Küçük yatırımcıyı manipülasyonla dolandıran ya da dolandırılmalarını sağlayan, pandemi koşullarında fabrikalarını açık tutmakta ısrar eden, 40 saat çalışmak kimseyi bir şeyi değiştiremedi diyerek akıl almaz hedeflerle işçilerini haftada 80 saat çalıştırmak istediğini söyleyen, kadın düşmanlarına ve ırkçılara propaganda imkanı tanıyan bir süper kahramana nasıl bir ihtiyaç olabilir ki

Bir İhtiyacımız Var?

Bir ihtiyaç var ama ihtiyacı olan biz değiliz tabi. Ukrayna’da savaş devam ederken maliyetini ABD savunma bakanlığından talep ederek starlink ile internet erişimi vermek isteyen Musk’tan internette özgürlük bayrağı taşıması bekleyemeyiz. Devletlerle yaptığı kontratlar sebebiyle adı devlet dolandırıcısına çıkan Musk’tan anonim muhalif hesapların bilgilerini devletlere vermemesini bekleyemeyiz. Latin Amerika’da ABD karşıtı hareketlerin seslerini daha fazla duyurması için olanak sağlamasını ya da hiç değilse seslerinin bastırlımamasını, Bolivya’da Morales’in devrilmesi için her şeyi yapmak gerektiğini ve pil üretimi için Lityum madenlerine çökmek istediğini açıkça söyleyen Musk’tan bekleyemeyiz.

Mars hayallerine herkesi ortak etmesininin ardında da emin olun astroidler ve diğer gezegenlerdeki benzersiz elementlere ulaşma hissi, koşulsuz bir zenginleşme sevdası yatıyor. Bu sevdayı genelleştirmek istemesinin temel sebebi de bu amaca ulaşmak için sürdürülebilir finans kaynaklarına sahip olmaması ve devletlerin desteğine ihtiyacının olması. Bunları yapabilecek vizyonda olduğunu gösteren deli çocuğa destek verecek bir iktidar için de ihtiyacı olan en önemli silaha yani medya gücüne de artık ulaşmış durumda.

“İsterse satar hisselerini, bunu yapacak parası mı yok o kadar milyar dolar yetmez mi” diyenlere tekrar söyleyelim; evet, o kadar parası yok. Sahip olduğu sanal varlıkları bir yığına satmaya çalışsa değerinin ölçülemez şekilde gerçeğe ineceğinin ve şu anda fiyatlanan rakamın çok çok altına ineceğini kendisi de biliyor. Bütün bunları tek seferde alacak bir yatırımcı ya da konsorsiyum bulamaz mı; evet bulamaz çünkü özellikle Tesla’nın böyle bir pazar payı olmadığını rakipleri dahil herkes biliyor.

Kısacası ortada kendisini süper kahraman gibi kodlayan, büyük bir sanal parayla oynayan, kendi çıkarları için Latin Amerika’da darbe kovalayan, işçileri kölelik koşullarında çalıştırmanın yollarını arayan, kadın düşmanlarına ve ırkçılara propaganda hakkını savunan zengin bir züppe var. Bu züppeden iletişimin şu an önemli kaynaklarından biri haline gelen sosyal medyada özgürlük ve demokrasi meydanını bize lütfetmesini beklemek saflığın ötesinde bir bekleyiş demektir.

Comments are closed.

0 %