Dosya

Deprem bölgesinden – 2: Hatay halkı kaderine terk edilmiş durumda

Erkan Kılıç – Sınıf Tavrı Yönetim Kurulu Üyesi

Depremden hemen sonra depremin yıkıcı etkisinin en fazla olduğu yer olan Hatay’a gittik ve yaklaşık 10 günlük gözleme sahip olmuş olduk. Deprem Hatay’ın sadece bir bölgesini değil, neredeyse tamamını çok ciddi bir şekilde etkilemiş durumda. Bazı mahalleler neredeyse yok olmuş. Bazı sokaklar nerede olmuş. Hatay’da yıkılmayan binanın olmadığı neredeyse hiçbir bölge yok. Tabii, yıkılan da sadece evler binalar değil aynı zamanda hastaneler, işyerleri ve okullar. Dolayısıyla Hatay halkı sadece barınma sorunuyla karşı karşıya değil. Şu anda gündelik ve sosyal hayatı sürdürme konusunda tüm olanaklar ortadan kalkmış durumda. Yıkımla birlikte yakınlarını kurtarabilenler, hatta cenazeleri çıkarabilenler çok kısa bir süre sonra sağ kurtarabildikleri ailelerini daha güvenli bir yere taşımak amacıyla çok hızlı bir şekilde Hatay’ı terk etmeye başladılar. Net bir istatistiki veriye sahip olmamakla birlikte Hatay’lıların önemlice bir kısmının Hatay’ı terk ettiğini farklı illerde bulunan akrabalarının tanıdıkların yanına sığındıklarını ya da başka belediyelerinin yurtlarına misafirhanelerine gittiklerini şahit olduk. Ya da hiç öyle bir planları olmamasına rağmen araçlarıyla ya da buldukları araçlarla Hatay’ı terk ettiler. Ya da maddi imkanı olan yeni bir hayata başlamak üzere gidenler oldu. 

Dolayısıyla şu anda Hatay’da kalmış kesim Hatay’ın ağırlıklı olarak en yoksul kesimi. Hatay’da kalanlar açısından zaman geçtikçe enkazın altından çıkan ya da ölmüş olanların cenazeleri defne dedikten sonra geleceğe dönük çok büyük bir belirsizlik daha baskın bir şekilde ortaya çıkıyor. Çünkü bu insanların bir kısmı zaten bütün hayatları boyunca mücadele ederek, çalışarak biriktirdikleri birikimi kaybettiler. Bu insanlar kiracılardı, şimdi artık oturacakları bir ev yok. 

Bu evlerin tekrar yapılması, ne zaman teslim edileceği, hangi bölgede yapılacağı; bunlar devlet açısından somut yanıtları verilmemiş belirsizliklerdir. Nüfusun fazla ev arzının az olduğu bir denklemde muhtemelen kira fiyatları da uçacak. Dolayısıyla şu anda Hatay halkı açısından, daha doğrusu Hatay’da kalan halk açısından Hatay’da yaşamanın, yaşamı sürdürmenin kendisine ilişkin çok ciddi belirsizlikler var. Diğer taraftan bu insanların çocuklarının okula ne zaman başlayacağı, nasıl gideceği, okulların gerçekten geçici olarak onarılsa bile ısınma, beslenme gibi temel eğitimi sağlayabilecek koşullara sahip olup olmayacağına ilişkin de belirsizlikler var. Diğer taraftan şimdi sadece yıkılan binalar hastaneler okullar değil. İşyerlerinin durumu da benzer. Depremin etkileri hafiflemeye başlasa da büyük işletmeler şubelerini kapatmaya başladı. Bu durum da Hatay’da kalanlar açısından başka sorunlara yol açabilir.

Belirsizliği derinleştiren konulardan bir tanesi de iktidarın bu konuda somut bir çerçeve ortaya koymaktan kaçınması ve belirsiz konuşması. Konutların ne zaman yapılacağı, nasıl teslim edileceği, yeni konutların yapılacağı bölgenin depreme dayanıklı zemini olup olmadığı, iş konusunda, ekonomi konusunda depremzedelerin nasıl destekleneceği gibi konulara dair belirsizlikler var. Bir yandan maddi manevi olarak çok ciddi çökmüş, neredeyse yok olan aileler, diğer taraftan tüm birikimini kaybetmiş insanlar, belirsizliği iyice derinleştiriyor. Hatay halkından konuştuklarımızın önemli bir kısmı şunu söylüyor; zaten Türkiye’de bir enflasyon sorunu var, ciddi bir ekonomik kriz var, iş bulma sorunu var, konut kiraları Türkiye’nin her yerinde çok ciddi artmış durumda. Şu anki imkanlarıyla Hatay emekçilerinin Türkiye’nin herhangi bir bölgesine gidip çok kötü de olsa çok sınırlı bir rakamla da olsa bir yer kiralamasının maddi kaynağı yok. O yüzden Hatay halkı şu anda kaderine terk edilmiş durumda. Hissettikleri duygu her ne kadar depremin etkisi zamanla geçse bile kaygıları daha da fazla artmış olacak.

Comments are closed.

0 %