Türkiye Sağı ve Kadınlar
Semiha Özalp Günal
Türkiye çok uzun zamandır sağ iktidarlar tarafından yönetilmektedir. Sağ iktidarların kapitalizme hizmeti kimi zaman açıkça kamusal malların zarar ettiği söylemiyle özel şirketlere peşkeş çekilmesiyle ekonomide olabildiği gibi, kimi zaman da bunu kabul ettirmek için “muhafazakarlık-muhafazakar demokratlık-mütedeyyinlik” vs. adı altında topluma empoze edilmesiyle gerçekleşmektedir. Bu politikalar halkta, yoksullarda, işçi sınıfında rıza yaratmak üzerine kurgulanmaktadır. Bu rıza özellikle bizimki gibi ülkelerde popülist politikalarla, devletin ideolojik aygıtlarıyla, kimi zaman da bizzat caminin içinden halka seslenerek, korku yaratarak oluşturulmaktadır. En çok kullanılan yöntem çeşitli odaklar yaratılarak insanların kutuplaştırılması, muhakkak bir ötekinin yaratılmasıdır. Öteki olanların da çeşitli yöntemlerle korkutulması, sindirilmesi söz konusudur. Bu kutuplaştırma çeşitli araçlar yoluyla eşitsizliği doğallaştırmaktadır. Altını çizmek gerekirse ırklar, dinler, cinsiyetler arasındaki eşitsizliğin doğal kabul edilmesi elbette sonunda zengin- yoksul, işçi ve burjuva sınıfı arasındaki eşitsizliği de doğal kabul etmeye evrilmektedir. Altı daha kalın çizilecek olansa; işbirliği içinde uygulanan milliyetçi, ırkçı, etnik kökenci, cinsiyetçi ve elbette dinci politikalar insanları tektipleştirmeye ve ötekini yaratmaya çok elverişlidir ancak burjuvazi, asla öteki ya da düşmanlık duyulan hale gelmez, hedefin hep uzağında tutulur.
Yazının tamamına erişmek için abone olmalısınız. Tıkla, abone ol