Fonlu yayıncılık
Bilgütay Hakkı Durna
bilgutaydurna@yeniulke.com.tr
Eski bir tartışma geçtiğimiz ay içinde tekrardan canlandı: “Dışarıdan” maddi destek (esasen de para) alarak yayıncılık faaliyetini sürdürmek
Fon alarak yürütülen yayıncılığın ne zararı olabilir ki diye sorabilirsiniz. Kişiler, kurumlar aldıkları fonları şeffaf bir biçimde açıklıyorlar diye düşünebilirsiniz. Ancak tartışmanın zeminini buradan kurmak yanlış olacaktır. En nihayetinde yayıncılık ideolojik bir konumlanışı beraberinde getirir. Dolayısıyla her yayının bir çizgisi, bir tarafı vardır. Fon ile hayatını sürdüren yayınların çoğu ise tarafsız olduğunu ifade etmektedirler. Oysa fon alarak yayın çıkarılması, yayının aklının kontrolünün yitirilmesi anlamına gelmektedir. “Ama yazdıklarımıza karışmıyorlar ki” demenin pek bir anlamı bulunmamaktadır. Çünkü, esasen ne yazıldığı değil ne yazıl(a)madığı önemlidir. Bunun için açık bir talimat iletilmesine gerek yoktur. Fon alan yayın kendiliğinden, rızai olarak bu yola girer. Aksi durumda o maddi desteği kaybedeceği açıktır. Bu nedenle, “ne yapsınlar yani, yayın çıkarmak kolay mı” yaklaşımının da mazur görülmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz.
Hep ifade ettiğimiz gibi “yetmez ama evetçilik” bir dönemin siyaseti değildi. Bu siyaset hâlâ devam etmekte, kendine yine alan açmaya çalışmaktadır. Fonlananların ya da bu tarz yayıncılığı savunanların tamamı olmasa bile çoğunun “yetmez ama evetçi” olması bu nedenle şaşırtıcı olmamalıdır. Göreceksiniz, bu vesile ile siyasi iktidarın basına müdahale edeceğinin sinyalini vermesinden de mağduriyet çıkaracaklardır. Kendileri bilir. Dediğimiz gibi ideolojik alanda yürüyen bir kavga vardır. Ama bu sefer sola bulaşmalarına izin verilmemelidir.
***
Bu sayımızın dosya konusu “Dijital Gelecek ve Emek”. Bir anlamı ile geçen sayımızın dosya konusu olan “Kapitalizmin Çıkmazı”nın devamı niteliğinde. Geçen sayımızda kapitalizmin krizinin temellerinin neler olduğunu, bu krizin nereye doğru evirileceğini tartışmaya başlamıştık. Bu sayıda da, dijitalleşme olarak tarif edilen teknolojik gelişmelerin geleceğini emek cephesinden değerlendirdik. Gerçekten de teknolojik gelişmelerle birlikte insanlar refaha kavuşacak, işçi sınıfı ve sınıf çelişkileri ortadan kalkacak mı? Dosya yazılarımız bu başlıkları da içerir şekilde konuyu geniş bir açıdan ele alıyor. Dijitalleşmeyi önümüzdeki sayılarda çeşitli yönleri ile işlemeye devam edeceğiz.
Boğaziçi Direnişine bu sayımızda da geniş bir yer ayırdık. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne “rektör” olarak atanması sonrası başlayan sürece ve görevinden alınması sonrası yaşanacak olası gelişmelere dair akademisyenlerin ve öğrencilerin görüşlerine yer verdik. Bunun yanında gündem ve bölüm yazılarımızı da ilgi ile okuyacağınızı düşünüyoruz.
***
Dergimiz tasarım aşamasına girdiğinde Konya’nın Meram ilçesinde yaşanan katliamın haberini aldık. Kürt bir ailenin yedi ferdinin katledilmesi siyasi iktidarın ülkemizi getirdiği kritik noktayı göstermesi açısından oldukça önemli. Gelişmelere önümüzdeki sayıda yer vereceğiz. Yeni Ülke Dergisi Yayın Kurulu olarak bu ırkçı saldırıyı şiddetle lanetliyor, Türk, Kürt, bu ülkenin tüm emekçilerinin kardeşliğinin ve birlikte mücadelesinin bu tür saldırıları boşa çıkaracağına dair inancımızı yineliyoruz.
Önümüzdeki sayımızda buluşmak üzere…
Dostlukla kalın…