Devrimin Denklemleri
Bilgütay Hakkı Durna
Bazı tanımlamalar sürekli tekrarlandıkça değersizleşmese bile anlamları kayabiliyor. “Sosyalizmin bağımsız hattının örgütlenmesi” ifadesinin başına gelen de bu. Genişçe bir toplam tarafından, hiç bitmeyen formüllerle birlikte öyle sık tekrarlanıyor ki, neyi konuştuğunuzu, neyi tartıştığınızı unutabiliyorsunuz! Evet, bağımsız bir hat olmanın bir yanı, örgütsel yapının, yani “tüzel” kişiliğinin bağımsız olarak örgütlenmesidir, onun örgütlülüğüdür. Ancak bunun yetmeyeceği açıktır. Esas olan, o yapının aklının, karar alma süreçlerinin bağımsız olabilmesi, buralarda dış etkilere kapalı olabilmesidir. Başta sermaye sınıfından, ama tabi yalnız ondan da değil, dışarıdan gelebilecek her türlü yönlendirmeye kapalı olabilmesidir.
[arm_restrict_content plan=”3,2,” type=”show”]
Bunun kolay olmadığını, solun sık sık “akıl” bağımsızlığını yitirdiğini biliyoruz. Önemli olduğu için, sıkça bahsettiğimiz bir örneği tekrar hatırlatmak isterim. 2013 Haziran’ında siyaset milyonların doğrudan katılımı ile sokaklara inmişti. Bu muazzam halk hareketi siyasetin sokak halini Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde meşru bir hale sokmuştu. Ancak, sonrasında, Haziran Direnişinde sokaklara dökülen, “hükümet istifa” sloganını ağızlarından düşürmeyen kitleler ortada kaldı, örgütlü kanallara akamadılar. Sermaye sınıfı ise bu şansı kaçırmadı. Haziran’dan çıkarılan derslerle birlikte, “haziran kitlesi” peş peşe yapılan seçimlerin de sayesinde, sandıklarda soğuruldu. Bundan sonra, sokak değil haziranın çıtasını yakalamak, öncesinin dahi çok gerisine düştü. Kuşkusuz o dönem bağımsız bir hatta sahip olduğunu ifade eden (ve öyle olan) yapılanmalar vardı. Ancak, görüldü ki güçlü bir örgütlenmeye sahip değillermiş. Oysa güçlü bir yapılanmaya sahip olunabilse idi bu süreç başka bir şekle evirilebilirdi. Yalnız, bu yazdıklarım bir yakınma olarak okunmamalı. Söylemeye çalıştığım, bağımsız bir hattın inşasının (kuşkusuz) önemli olduğu ama esasen bundan sonra da bu hattın topluma güven verecek bir şekilde güçlendirilmesinin, örgütlenmesinin kritik bir öneme sahip olduğudur. Ve tabii ki işçi sınıfı içerisinde etkili bir güç haline gelinmesi, bunun için inatçı ve süreklileşmiş bir çalışma yürütülmesi gerekmektedir. Eğer, tüm bunları bir kenara bırakıp, kendinize korunaklı bir alan yaratıp, herkesi oraya da çağırmayı düşünmüyorsanız!
Yukarıdaki bölümü Ender Helvacıoğlu’nun son kitabı olan “Devrimin Denklemleri”nden bahsetmek için bir giriş olması için kaleme aldım. Uzun yıllardır siyasetin ve yayıncılığın içinde olan, halen ülkenin bilim alanında en önemli dergilerinden olan “Bilim ve Gelecek” dergisinin genel yayın yönetmeliğini yapan Helvacıoğlu uzun zamandır bu konuları yazıyor, tartışıyor.
Çeşitli mecralarda kaleme aldığı yazılarında Türkiye’nin bugün ciddi bir hesaplaşmaya doğru gittiğini, “rejim yıkmış” olan AKP iktidarı ile ister istemez hesaplaşılacağını ve bu sürecin büyük olasılıkla çatışmalı olacağını ifade ediyor. Ve soruyor: “Bu hesaplaşmaya devrimci bir müdahalede bulunabilecek bir örgüt var mı? Bu iddiada olan bir örgüt var mı?” Sonrasında da ekliyor: “Varsa somut yol haritasını ilan etmeli, hepimiz de onun çatısı altında toplanmalıyız, çünkü zaman daralıyor. Yok ise de böyle bir yol haritası çizilip böyle bir örgüt kurulmalı, eğer devrimci bir müdahalede bulunma niyeti varsa…”
Şu anda hiçbir sosyalist bileşenin ülke siyaset sahnesinde rol oynayacak güçte bulunmadığını ifade eden Helvacıoğlu sosyalistlerin yanlışı göstermekle yetinemeyeceğini, doğruyu da göstermesi gerektiğine işaret ediyor.
“Devrimin Denklemleri” kitabında da temelde bu konuları tartışıyor. Kendisi de esas olarak sosyalist solun ortak konularına ilişkin dostça tartışmalar, polemikler yapan yazılardan oluşan bir kitap yazdığını söylüyor.
Kitabın sunuş yazısında bir parçası olduğu “78 kuşağı”nın muazzam bir deneyime sahip olduğunu ifade eden Ender Helvacıoğlu, bunca yaşanmışlığın kapsamlı bir muhasebesinin yapılmadığını bu nedenle de genç kuşaklara devredilecek bütünsel bir analiz oluşturulduğundan bahsedilemeyeceğini söylüyor. Kitabında bunu yapmaya çalıştığını ifade eden Helvacıoğlu, sınıf mücadelesinde yenmenin de yenilmenin de olabileceğini ama hazırlıksız ve donanımsız olmanın bahanesi olamayacağını ifade ediyor ve ekliyor: “Bu noktada bizim öznel zaaflarımız söz konusudur. Okuyacağınız kitaptaki yazılarda bu öznel zaaflar üzerine yoğunlaşıyor. Yani yapabilecekken yapamamamızın nedenleri üzerine…”
Kitap Ender Helvacıoğlu’nun son 15 yıl içerisinde çeşitli haber sitelerinde yayınlanan köşe yazılarından sosyalistler arası tartışmaları konu alanlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. Yetmişten fazla makalenin olduğu kitap iki ana bölümden oluşuyor. Kitabın 1. bölümü “Curie Yöntemi”, 2. bölümü ise “Devrimciye Notlar” başlıklarını taşıyor.
Sosyalist solun dünden gelen, bugünde hala gündeminde olan birçok başlığa ilişkin sözü olan “Devrimin Denklemleri”nin okunmasının ve tartışılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Ender Helvacıoğlu’nun emeğine sağlık derken sözü kitabın arka kapak yazısına bırakıyorum:
“Cennet, cehennemin içindedir; düzen ve uyum kaosun içinde. Ütopya, gerçeğin içindedir; gelecek geleneğin, ilericilik tutuculuğun içinde. Başka hiçbir yerde değil… Altın tepsiyle sunulacak bir cennet yoktur; cennet söke söke elde edilir.
Buna Curie yöntemi de diyebiliriz: Bir ton balçık içindeki bir gram radyumu ayrıştırmak. Emek yöntemi. Çoğumuz o balçığa baktığımızda, doğal olarak kocaman bir çamur yığını görürüz. Ama Curie’ler o bir ton balçığa baktıklarında bir gram radyumu görebilmişlerdi. Ve radyum başka hiçbir yerde değildir.
Halk da böyle bir şeydir; tonlarca balçık. İçinde birkaç gram radyum var. Devrimci, Curie yöntemiyle o bir gram radyumu ayrıştırır ve aslında bu ayrıştırma işlemidir devrim. “Ayrıştırma” derken, samanlıkta iğne aramak gibi bir eylemden söz etmiyoruz. Fiziksel değil kimyasal bir işlemdir kastımız; “damıtma” işlemi. Curie’nin radyumu, tonlarca çamurun bir yerinde saklı değildi; öyle olsaydı işler kolay olurdu. Curie radyumu damıttı, bir ton çamuru bir gram radyuma dönüştürdü. Devrim budur.”
***
Künye bilgileri:
Devrimin Denklemleri
Ender Helvacıoğlu
Kırmızı Kedi Yayınevi
- Basım: Ağustos 2021
251 sayfa
[armelse]
Yazının tamamına erişmek için abone olmalısınız. Tıkla, abone ol
[/arm_restrict_content]